28 Kasım 2015 Cumartesi

AşKader

Merhabalar herkese..

Çikolatalı sürpriz yumurtaları neredeyse herkes bilir değil mi?
Hani içinden çeşit çeşit oyuncaklar çıkan.
Bazı aşkları bu küçük sürpriz yumurtalara benzetiyorum ben. Bir bakmışsın hazır bütün bir parça oyuncak; bir bakmışsın bir sürü parçası olan birleştirilmesi gereken bir oyuncak.
Bazı insanlar aşkı bütün halinde yaşarlar tıpkı o bütün oyuncaklardaki gibi yani pek fazla detaya girmeden karışıklığa yol açmadan. Genel olarak bu uyumlu insanların yaşadığı aşktır. Diğerleri ise onlarca parçadan oluşan oyuncaklar gibidir. Bunlar da yapılışını bilmezler kılavuzu okumaları gerekmektedir. En uyumsuz ilişkileri yaşayan çiftlerdir. Hem birbirlerini anlamazlar hem sürekli uyuşmazlıklar içindedirler. Daimi bir yardıma ihtiyaçları olur ve yine de istedikleri gibi gitmez her şey ve tıpkı o parçalar gibi dağılırlar. Öte yandan üçüncü bir grup var ki işte o en özelidir.
Onlar 3-5 parça değil sanki milyonlarca parçadan oluşurlar fakat her bir parça birbiriyle o kadar mükemmel örtüşür ki kıskanılacak derece de hem de. Hiç bir yardıma gerek kalmadan birbirlerini tamamlarlar. Bedenleri ruhları alışkanlıkları esprileri yaptıkları her şey senkronizedir . Mükemmel bir birliktelik içerisindedirler.
(   Sürpriz yumurta benzetmesinin baya bir dışına çıktığımızı farketmişsinizdir çaktırmayın :)   )

Her aşk mükemmel olacak diye bir kural yok şu hayatta. Fakat her aşkta her an her şey mümkün olabilir.. Önemli olan ne istediğimizi bilmek te değil. Onu gerçekten istiyor muyuz yoksa olsa da olur olmasa da olur mu diyoruz içimizden ?
Gerçekten istiyorsa bir insanın şu dünyada yapamayacağı şey yoktur. İstenilen şey yaşanılan gerçeklikte daha önce farklı insanlar tarafından yapılmış ise hiç bir insan için "o bunu yapamaz" diyemeyiz. Her birey farklı bir dünya barındırır içinde. Her bi dünyanın sevgi anlayışı farklı olabilir. İki uyumlu dünyayı farklı yollarla da olsa bir araya getirebilirse insan işte o zaman "gerçek aşk"ı tadacaktır muhakkak.

5 Mayıs 2014 Pazartesi

Epic müzik ve Nefes

Merhabaaaaaa bugün çok enerji doluyum ve uzuuuuuuuuuuuun bir aradan sonra yazma isteği geldi. (Yaklaşık 1 sene) Her neyse şimdi müzikle nefes arasında bağlantıyı açıklayacağım size. Tabi benim kafamdan uydurduğum şeyler olacak ama bakarsınız size de uyar ^^ Ben epic müzik hastasıyım. Epic müzik ne midir? https://soundcloud.com/serdar-altuntop profilime bir göz atarsanız az çok bir fikriniz olacaktır. Ben yine de az çok elimden geldiği kadarıyla ve sizin anlayacağınızı düşündüğüm yollarla anlatayım. Savaş filmlerinde savaş öncesi hareketliliği tetikleyen veya tetikleyecek olan müziktir. Çarpışma sırasında en hareketli bölümlerde yer alır. Duygusal filmlerde de pek çok kez dinlemişliğiniz vardır fakat lanet olsun ki birçoğunuz bu müzik türü nedir diye merak edip te bir kez olsun kurcalamamıştır. Gözyaşlarının sel olup akacağı o sahneye gelmeden bir kaç saniye önce girip ruhumuzu darmadağın eden müziktir işte. He canım he işte o müzik bu benim anlattığım müzik. Umarım biraz olsun heveslenmişsinizdir. Çünkü koskoca semtte epic müzik dinleyen 2 tane arkadaşım var. Bir tanesi zaten benim sayemde kaptı.



Aradaki bağlantıyı açıklıyorum. Arada hiç bir bağlantı yok. Sadece o en heyecanlı nefesinizi tuttuğunuz bölümlerde darlık yaşıyorsanız ve müzikle beraber sahne de dinginleştiğinde tekrardan rahatlığa eriyorsanız aslında siz de bir epic müzik hayranısınızdır. Sadece farkında değilsiniz hepsi bu. Toplum olarak arabesk ve rap saçmalığından bıkmadıysanız tercih sizin. Saçmalık dedim aslında yanlış bir şey söyledim. Sonuçta nasıl ki dinlediğim müziğe saygı duyulmasını istiyorsam aynı şekilde ben de saygı duymak zorundayım ama olmuyor işte maalesef yapamıyorum. Umarım bu yazımı okuduktan sonra 1 kişi bile olsa epic müziği hayatına katar.




En önemli şeyi söylemeyi unutuyordum az kalsın. Bir kere epic müziği sevip benimsemeye başlarsanız hayatınıza olan bakış açınız da değişecektir. Hatta yolda giderken bakışlarınız bile.. Bundan emin olabilirsiniz. Hayal gücünü olağanüstü genişleten ve yalnız yürüdüğünüz o anlarda kulaklığınızı taktığınızda sizi başka alemlere götüren bir türdür işte böyle pis böyle meret bir şey. Nerden bulaştım onu bile bilmiyorum o kadar eski dinleyeniyim işte.

Bu kadar açıklama yeter herkese. Umarım az da olsa merak uyandırmışımdır sizde. Hadi bakalım dinledikten sonra baltaları okları kılıçları kuşanıp savaşa gidicez daha. Kalın epic müzikle ((:



25 Ekim 2012 Perşembe

Bayramınız şeker olsun.


Merhaba. Ciddi yazıcam bu sefer baştan söyleyeyim.
Bugün bayram ve benim size bir mesajım var.2 dakikanızı ayırmanız yeterli.

Bir bayram daha yaşıyoruz iyisiyle kötüsüyle.Allah dua eden herkesin sesini mutlaka duymuştur er ya da geç mutlaka bir cevap verecektir.Bu sene de yine bazılarımız yeni alışkanlıklar edindi bazıları ise o alışkanlıkları bıraktı.Bunlar iyi veya kötü mü diye soracak olursanız onu tartışmıyoruz önemli olan hayatımızda kendimize yaşattığımız değişiklikler.Kimi kitap okumaya başladı kimileri sigarayı bıraktı.Kimi işinden oldu kimi aşık oldu.Deneyenler oldu her mekanı her tadı her aşkı her mutluluğu yakalamayı fakat birçoğu başaramadı.Bazıları sadece dua etmekle huzura erdi.Belki de en güzeli de oydu.Fakat bazılarına bu yetmedi iş istedi para istedi tutku istedi.Kimileri sadece aşk istedi.Kimileri yokluk son bulsun isterken kimileri de sadece varlık istedi.Kimileri alkolün özlemiyle yanıp tutuştu.Kimileri onu terketti.Hayata gözlerini ilk defa açan da oldu yuman da.İhaneti yaşayanı da bizimleydi yaşatanı da..Seveni de bizimleydi terkedeni de..
Ben bu mesajı yazarken alışverişte olan anneler babalar gençler tabiki de (: Bugün ne giysem telaşı da var elbette.

Yani yine herkes kendince dolu dolu bir bayram geçirdi mutlaka.Siz ne anladınız bilmiyorum ama ben çok şey kazandım bu sene.Daha sabırlı olmayı sakin kalabilmeyi.Olaylara pozitif yaklaşabilmeyi.Değer vermenin ne demek olduğunu aileyi, arkadaşları, işimi, sevdiklerimi..Umarım bunların üstüne bir şeyler koyarak yürüyebiliriz hayat yolunda.

Çok şey kazandık dedim ya az evvel.Şimdi aklıma geldi de. Bazı şeyleri kazanabilmek için bazılarını kaybetmek gerekiyormuş..

Herkese iyi bayramlar.Sevgiyle kalın.

30 Eylül 2012 Pazar

Bozuk.

Bana bi haller oldu sanki bu aralar..Bazen kendimi melek sanıyorum  bazen de şeytanın önde gideniyim diyorum.Şizofreni mi oluyorum ne hayrolsun inşallah töbe bismillah Allahım sen koru yaRabbim.Pek bi dengesiz hale geldim bir tarafım kalk gidelim diyor diğer tarafım bok yeme otur diyor.Ne yapsam bilemedim ki lan oğlum okuyacağına telefonumu isteyip te beni arayıp teselli olsana!  Şaka lan şaka. Sanki şaka olmasa öyle bir şey yapacak biri çıkacak sanki.Neyse dedim ya dengesizi canım da pek sıkkın şu sıra.Yazmıyorum lan zaten kaç gündür yazma şevkim bile kaçtı içine sıçayım böyle işin ben.İyice argoya vurur olduk yeminle ya..Felaket tellalı gibi geziyorum ortalıkta millet iyi sktir çekmiyo bana.Şanslı mıyım yoksa kimse takmıyor mu şeyine bilemedim.Tadım tuzum yok hiç kaçtım ben muck <3

21 Eylül 2012 Cuma

Tuhaflık.

Futbolda ne kadar direk varsa Manchester United taraftarlarına girsin.Yenildik diye değil sakın ha.Allaha şükür harbi Galatasaraylıyız yenildik diye karşıya bok atmayız ama arkadaş insan öyle bir mabedde hiç ses çıkarmaz mı onların adına ben utandım maçı izlerken.Yendik ama KOYAN da biz olduk twitter sallandı yeminle ahaha.Adamlar bunlar hasta masta deli demeye başlamış.Boşuna denmiyor Çılgın Türkler diye kardeeeşşş.Her neyse eve gidiyorum bindim minibüse yine kendi dalgamdayım açmışım epik tepik şarkıları bildiğin Leonidas modundayım yani.Minibüsü kana bulayacam sanki.O arada arkadan biri para uzattı çıkardım kulaklığı bana niye uzatıyorsun kulaklığı görmüyor musun dercesine bir bakış atacaktım sonra vazgeçtim dedim artık yapacak bir şey yok.Lan bi baktım Abede başkanı resimli bir banknot. Aha dedim amerikanlar da alıştı minibüse.Öyle değil tabi bizim akıllı çılgın türklerden birisi 20 tl bozdurmak yerine cebindeki 1 doları uzatmış.ücret 1.4 TL e dolar da o civar bir şey olunca adam zeki ya hani uzatmış öne doğru.Minibüs şoförünün tepkisi çok komikti ama var ya gül gül öldüm ak yarıldım resmen.Abi al paranı geri ben ne yapıcam bunu dedi tamam bunda bir şey yok ama mırıldanarak "gtüme mi sokucam" demesi beni kopardı ^^ Sonra düşündüm vay arkadaş dedim adam dolar uzattı ya bildiğin $ simgeli kağıtçık var ya o işte.Neyse zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış ne yapalım biz de € simgeli kağıtlarla fakirliğimizi yaşayalım di mi.Onu bunu bırak ta ne dicem lan bu Disney Chanel ne pis bir şeymiş arkadaş.Kardeşime kapat diye kızıyordum bi geçtim başına başladım izlemeye müptezel oldum yemin ediyorum lanet olası pislik kanal.6 yaşıma geri döndüm hea töbe bismillah.Ergenler için de programları var anam ne illet bir şey aman aman kış kış.Evlenecek yaştayım neler izler oldum Allahım sen aklıma mukayet ol.He bu ara evlilik demişken gözde bir bekar olarak takılmak başta keyif vericiydi işte ne bilim ulaşılmaz erkek profili çizmek böyle insanı değişik bi havaya sokuyo ne bilim kendini bi bok falan sanıyorsun.Sanıyorsun dedim çünkü artık öyle olmadığımın farkına vardım ki zaten başından beri öyleydim ama çok ta keklik değilim hani bekar kızlara duyurulur ^^ Kızlara dedik diye de yanlış anlaşılmasın çok değil tek eşlilikten yanayım.Öyle evcilik oynayacak halim de yok her gün kavga gürültü olmaz elbet ama her gün canım cicim de olmaz.İlla ki tuzu biberi olacak ilişkinin de.Yoksa hayatın tadı alınmaz.Bugün alttan girdim üstten çıktım be.Manchester maçından girdim evlilikten çıktım.Gerçi daha çıkamadım dur hemen çıkıyorum.Arkadaş olacaksa 1 kere olsun ömürlük olsun ÖMRÜM olsun o kadar <3

20 Eylül 2012 Perşembe

Bir haftalık aradan ufak notlar.

Baya bi süre sonra pc'me kavuştum şu an accayip sevindirik oldum diyebilirim.Bu arada neler mi yaptım ohoooooo saymakla bitmez dicem ama yalana gerek yok.Lan çok eğlendim bee yemin ediyorum keşke daha evvel gitseydim memlekete.He bu arada memleket Diyarbekir ^^ Yüzdüm oğlum yüzdüm be memlekette yüzme de var yani ayık olun.Sadece köyden dağdan taştan ibaret sanan totoşlara buradan kucak dolusu kapaklar..Neyse indim havaalanında beni yeğenim karşıladı.Arkadaşlarının yanına götürdü çay cafe cart curt zırt tırt derken bi okey atalım iyi olur muhabbet koyulaştı.Ben tabi banko, 101 neyim pek çakmıyorum bildiğin düz mantık düz okey.Bunlara sıkıcı geldi tabi ben de dedim ki abi dedim benim bildiğimi niye oynuyoruz ki 3 kişinin bildiğini oynamak varken tek kişininkinde ısrarcı olmak niye bu kasmaca neden yani onu bilemedim neyse zaten bal deresini karşı takımda görmüş oldum elemanlardan resmen damlıyordu yahu..Ayar oldum ıstakayı kafalarına odun misali geçirecektim de içimdeki insan "dur" dedi.Aslında vahşi kısmımdan yanaydım ama olan oldu ve durdum.Göt yemezdi işin aslı.Sonuçta hepsi kız neme lazım.Zaten vurmam da hani.Ola ki vurduk sağdan soldan 200 tane akrabaları falan çıkardı ve ben oradan çıkamazdım.Şaka bi yana harbiden çok ballılardı.Ordan bi iki tur daha atıp köy araçlarına bindim.Şehirden indim köye yani..1 gece kaldım kendi evimde ondan sonra hoooop ilçe olan HANİ'ye. Bizim gençlik derneği var UGD ( Uçarlı Gençlik Derneği ). Ama harbi gençlik derneği yemin ediyorum.Karı, kız, alkol, biiiip, gezi, seyahat, araba, takla, dans, vsvs. Tabi ben bunların bir kaçından uzak durdum özellikle karı-kız kısmından çünkü gerçekten çok itici geliyordu kimin eli kimin götünde belli değil arkadaş.Önyargıları kırıcaz güya projenin adı o (Önyargılarınızı Kırın) fakat bizimkiler birilerinin belini kırma peşinde yani.Arzular şelale o derece.Ahaha bunları yazarken ben çok sevdiğim bi abim face den mesaj atmış.Gözüm 2 dk ablamı ara da annemleri arasın eve gelsinler banyoda kilitli kaldım telefon içerde boşuna aramasınlar.Eee tamam hadi yardım ettim de bunun nedeni nasılı var ? Nasıl evde kimse yokken kapıyı kilitleme gereksinimi duydun? Neden telefonu yanına almayı unutmuşsun da laptobu almayı unutmamışsın hayret doğrusu.Banyoda laptop ile ne yapılabilir ki ??? Her neyse kişiden kişiye değişir yoruma açık bırakıyorum bu konuyu ^^ Dediğim gibi proje falan hikaye yani.Millet manita yapma peşinde ama tabi projeyle ilgili şeyler de yok değil hani açıkoturumlar düşünce paylaşımları gösteriler kültür etkinlikleri falan gırla yani.Sonuna denk gelmem kötü oldu ama 2 gün bile olsa mükemmel vakit geçirdim diyebilirim.Alkolün dibine vurdum sohbetin dibine vurdum ortamın dibine vurdum gezmenin dibine vurdum yemeklerin dibine vurdum bir tek şeyin dibine vurmadım o da bize yakışmaz dostlar.Güzel insanlar tanıdım ama lan keşke gitmeselerdi hiç gerçi çoğu ile face sağolsun kontak kurduk ama kursan ne fayda.Yanında olmadıktan sonra peeehh.Şafak Sezer'in dediği gibi "et ete değmeli kaptan". Tabi ordaki amaç daha farklı ama olsun.Araba ile ralli mi yapmadık Eğil'de jetski keyfi mi yaşanmadı.Daha neler neler anlatmak istemiyorum çünkü yaşanması gerek gerçekten de.1 haftayı dolu dolu buraya yazmaya kalksam 50 sene sonra kültür mirası diye alıp öğrencilere okuturlar bunu o yüzden hiç gerek yok.Liseli bebelerin küfürlerini yiyemem.Hehe şaka bi yana gerçekten de tadına doyum olmuyordu geçirdiğim zamanın..Dursun istiyordu insan ama Göksel ile Manga'nın dediği gibi olmuyordu maalesef.Onlar gitti bu sefer tekrar Diyarbakır'ın şehir merkezine gittim.Yeğenimin düğünü vardı.Kendisi kız.İlk defa bir yeğenim evleniyordu ayrıca.Ulan ben evlenemeden yeğen evlendi işe bak.Neyse fazla gurur yapmaya gerek yok.Kına da pek bir şey anlamıyorsun ama düğün günü sona doğru yaklaşınca içimden bir şeyler koptu.Aha dedim kız gidiyo.Bana gecenin bi yarısı "Amca sana yemek yapim mi? Amca beni Burger a götürsene. Amcacım benim". diyen kız artık gidiyordu.Lan sanki ölüyordu ak. O derece kötü oldum.Yeğenimi evlendirirken  ağlayan ben; geçtim kızkardeşimi, yarın öbür gün kızım olup evlendirdiğimde ne yapıcam ???!!! Bunu sorduğumda gelinin kardeşi bana ne dese iyi? "Amca inşallah hiç kız çocuğun olmaz". Ben de amin dedim ne diyeyim.Harbiden koyuyo lan adama.Bir ömür boyu mutluluklar onlara nerde kazık çakma sittiri boktan ilişki varsa o da bizlere.Haydin selametle.

10 Eylül 2012 Pazartesi

Kova ve gezi turu.

Kova. Evet bugün kovadan çok bahsedicem sanırım çünkü ona duygusal anlamda bir şeyler yükledim daha doğrusu gelişmeler o yönde gelişti.Artık nası saçma bi cümle olduysa..15.00 de başlamayı düşündüğüm temizliğe söz veren arkadaşların 18.30 da gelmesiyle 19.15 te başladım.Evde su var doğal olarak ama elektrik yok nası gıcık sinir bozucu bir durum var ya anlatamam.Telefonumun pilinin bitmesine neden oluyordu az kalsın.Geçici flaş körlüğü yaşadım diyebilirim.Bi elinde telefon bi elinde vileda ile ev temizleyen insan evladıyım işte.Şehir dışına çıkıcam e mecbur temizlemem lazım o akşam evi yoksa bi daha nah girerim.Valide sultan gelecek ya evi hazırlıyoruz sözüm ona almışım elime bezi nası girişiyorum mutfak dolaplarına var yaaaaa off yemin ediyorum böyle hırs italyan futbolcu gattuso da bile yok.İlk başta yeeaa dedim bu dolaplar temiz be.Ezgi bana al süngeri iyice ovala dedi adını cinsini bilmediğim bi sprey sıktı başladım ovalamaya (mutfak dolaplarını). Eneeeeaaaam o da ney benim o temiz dediğim dolaptan bir kir çıkıyor bir kir çıkıyor foseptik çukuruna düştüm sandım bi an.Lan nası yağ bağlamış içim kalktı ak.Dedim ben bunun ebesininkine nikah salonu kurar düğün bile yaparım başladım haşur huşur çitilemeye 1 saat boyunca çıktığım mutfak tezgahından inmedim indiğimde ise dolaplar tertemiz fakat ben kökten yemiş gibiydim.Ebem sikildi adeta.Bel mel tutmuyo.Parmaklarımın üstünden zerrin özer geçmiş sanki kımıldatamıyorum.Ben daha başlangıçtayım tabi bu kadar ölmüş hissediyorum kendimi ama daha yerler falan var 3+1 ev.Bi de büyük ak temizle temizle bitmiyo.Ezgi bi yandan ben bi yandan girişiyoruz ama sanki tecavüze uğruyoruz da zevk almaya bakıyormuşuz gibi bi yandan da şarkı söylüyoruz.Ulan insan dolabı yeri silerken hayko çepkin söyler mi.Beynime sokayım dicem ama zevkli de olmuyo değil hani. Allahtan salonu odaları falan Ezgi halletti de o bana bi tek mutfağın zeminini silmek kaldı.Ben de işyerinden getirdiğim kovayı aldım zemini silicem.Kız diyo ki doldur kovayı suyla içine fabuloso ile domestos koy.Püüüüüüüüü ben ne varsa koydum anasını satayım.Domestos,fabuloso,cif,yağ sökücü,bebe yağı.Şaka lan bebe yağının ne işi var ak. Lan kova bi köpürdü dersin sanki köpük partisindeyiz.Yarısını boşalttım başladım temizlemeye o sırada Arda geldi.Heh dedim ebesini ziktiğim temizliğin sonuna geldik sen anca mı geliyosun deyince ipne birden bana, kanka öyle deme işim çıktı anca gelebildim hem bak size dondurma da getirdim dedi.Birden ahhh canıım moduna girdim.Ne zahmet ettin dedim.Tabi içten içe de sayıyorum.Yavşağa bak hem gelicez diyo hem gelmiyo hem de dondurmayla bizi kandırmaya çalışıyo göt lalesi dedim ama harbiden de kanmıştık yani nasıl lapur lapur yiyoruz dondurmayı Ezgi ile görseniz kıtlıktan çıkmışız sanki.İşi bitirdikten ve dondurmayı yedikten sonra pılımızı pırtımızı toplayıp çıktık evden.Ben saat 12 ye kadar ulaşım var sanıyorum saat 23.20 oturduk bekliyoruz dolmuş gelicek diye baktım bırak dolmuşu otomobil bile zor geçiyor zaten taksi diye bir şey imkansız.Tam ümidi kestik kesicez bi yandan da yürüyoruz meydana doğru.Meydan dediğim de bi kavşak bi benzin istasyonu hea.Baktım belediye otobüsü.Bakırköy yazmamı bi de üstünde ooouuww otobüse aşık oldum aşık aha dedim beyaz atlı prenses.Bindik otobüse tabi yanımızda kova.Bahçeşehirden Bakırköye kadar kova ile gittik otobüs son durağa geldi indik kova ile meydanda tur atıyoruz saat olmuş 00.00 oturduk bi yerde acıkmışız tabi dondurmayla karın mı doyar.üç beş bi şeyler zıkkımlandık. Sonra Ezgiyi bıraktım eve.Ordan ben-Arda-kova üçlüsü yolumuza devam ediyoruz.ayaklarımız balon olmuş artık yorgunluktan yürü yürü dedik niye yürüyoruz biz mal mıyız.Bindik taksiye Zeytinburnuna gidicez taksici bize diyo ki hayırdır gençler afiş mi asıyorsunuz.Tabi adam haklı kova ile vileda sapını görünce ben olsam o tarz bi soru sorardım yani.Yok dedik abi kovamızı aldık canı sıkılmış gezmeye götürüyoruz.Tabi öyle demedik ama demek isterdim ben şahsen.Adam hemşerimiz çıktı ama metrobüse varmıştık.neyse toprak toprağı gurbette sikermiş zaten 5 tl ücret tuttu adam da 1 tl kaşla göz arası geçirdi ve uzaklaştı.Bindik metrobüse Küçükçekmeceye geçicez.Metrobüstekiler nası bakıyolar bana geldim ortasına metrobüsün koydum kovayı yere yasladım elimi viledanın sapının ucuna.Dedim hazır gelmişken yerleri de silsek mi ki.Baktım 2-3 kişi gülüyo ak.Yazık adamlar da o saatte işten geliyo üç beş makara onlar için fena olmadı Arda ile nası taşak yapıyoruz kova üzerine var ya offf.İndik en sonunda birader arabayla götürdü eve bizi sağolsun.Kova bi tarafa ben bi tarafa yalaş salaş bi halde uyumuşum nası zıbardıysam artık.Kafayı yastığa koymamla uyumam bir olmuş.Ulan bi gün de tek başıma kalkmak yerine beni uyandıran biri olsa ya yanımda ahh be.Olsun yine de kovam var benim ^^ Bu arada Ocak 22 liyim .Bir şeyler çağrıştırdı mı ?